Okullar açıldı. Sonbahar geldi. Yağmur ve soğuklar başladı. Artık kapalı ortamlarda daha uzun süre bir arada geçiriyoruz ve bulaşıcı hastalıklar da sıklaşıyor. Hangi durumlarda hastalar doktora mutlaka başvurmalıdır?
Virüs mü? Bakteri mi?
Üst solunum yolu enfeksiyonlarının %90’ı virüs sebeplidir. Viral enfeksiyonlar söz konusu olduğunda tedavi hastalığın kendisini değil semptomları iyileştirmeye yöneliktir. Hastalık tedaviye ne kadar erken başlanırsa başlanılsın kendi sürecini takip eder ve yaklaşık bir haftada geçer.
Bakteriyel enfeksiyonların en sık görüleni A grubu Beta hemolitik streptokok-kısaca beta- enfeksiyonudur. Beta mikrobunun bir proteini vücudumuzda eklem kıkırdağı, kalp kapakçığı ve yumuşak doku ile benzerlik gösterdiği için ona karşı gelişen antikorlar bu vücut yapılarına da saldırabilmekte ve hasar verebilmektedir. Bu duruma “Akut romatizmal ateş” denmektedir. Beta enfeksiyonunda antibiyotik verilmesinin temel amacı bu reaksiyonu engellemektir. Bakteriyel boğaz enfeksiyonlarında doğru antibiyotik tedavisi hem semptomları düzeltir, hem süreyi kısaltır hem de bulaşı azaltır.
O halde kimin antibiyotik tedavisine ihtiyaç duyduğunu nasıl anlıyoruz?
- Eğer 38 derecenin üzerinde inatçı bir ateş varsa,
- Boyunda ele gelen ağrılı şişlikler varsa,
- Bademciklerin üzerinde beyaz noktalanmalar varsa,
- Öksürük/burun akıntısı/göz akıntısı yoksa,
- Test yapılarak Beta enfeksiyonu tanısı almış bir kişi ile temas hikayesi varsa,
Bakteriyel enfeksiyon riskinin daha yüksek olduğunu söylenebilir. Tüm işaretlerin bakteriyel hastalığı düşündürdüğü durumlarda bile yaklaşık %50 viral hastalık olabildiği için hızlı tanı testi ve/veya boğaz kültürü yaparak antibiyotik tedavisi kararı verilmektedir. Bu antibiyotik tedavisinin de hastalığın ilk 10 gününde başlanmış olması akut romatizmal ateşten korunmaya yetiyor.
Bademcik iltihaplarından ameliyatla korunmak mümkün mü?
Bazı durumlarda hastalığa veya antibiyotik kullanımına bağlı riskler, ameliyata bağlı riskleri aşıyorsa bademciklerin alınmasını öneriyoruz. Eğer yılda ≥ 7, son 2 yılda her yıl ≥ 5, son 3 yılda her yıl ≥ 3 bakteriyel bademcik iltihabı geçiriliyorsa, ateşli havale geçmişi varsa, bademcik iltihaplarına bağlı boyunda abseleşmeler oluyorsa, antibiyotik alerjisi varsa ameliyat kararı alınabilir. Burada önemli olan bakteriyel bademcik iltihaplarını viral boğaz enfeksiyonlarından ayırarak düşünmektir.
Viral üst solunum yolu enfeksiyonu mu geçiriyorum?
Burun akıntısı, hapşırık, öksürük, ses kısıklığı, burun tıkanıklığı gibi bazı semptomlar ön planda virüs kaynaklı enfeksiyonları düşündürür. Çoğu viral enfeksiyonda boğaz ağrısı, halsizlik, kas ağrıları, üşüme gibi semptomlar daha hafiftir. Ancak yüksek ateş, şiddetli boğaz ağrısı, renkli burun geniz akıntısı da viral enfeksiyonlarda sıklıkla görülebilir.
“İlaçla bir hafta ilaçsız 7 gün”
Bu meşhur söz gayet haklı... Viral üst solunum yolu enfeksiyonları yaklaşık bir haftalık süreci takip eder. Vücudumuz bir enfeksiyonla ilk karşılaştığında bir taraftan sadece o enfeksiyona karşı özellişmiş bir bağışıklık cevabı geliştirmeye çalışırken diğer taraftan da üst solunum yolunda enfekte olmuş epitel hücrelerini öldürerek yayılımı sınırlamaya çalışır. Bu epitel kaybı da iyileşene kadar bir hafta boğaz ağrısına sebep olur. Genelde hastalığın 4. Günü en şiddetli semptomların olduğu gün olur ve 5. Günden sonra iyileşme hızlanır. Bizim verdiğimiz ilaçlar ne kadar erken başlanırsa başlansın süreyi kısaltamaz. Semptomları hafifletmeyi ve eşlik eden alerji gibi hastalıkları düzeltmeyi amaçlar.
Soğuk algınlıklarından nasıl korunabiliriz?
Soğuk algınlığından tamamen korunmak mümkün olmayabilir; ancak bazı basit hijyen ve yaşam tarzı önlemleri ile risk azaltılabilir:
- Ellerin sık yıkanması, eller yıkanmadan yüze, burna, göze dokunmamak.
- Enfekte kişilerle yakın temastan kaçınma, kaçınmak mümkün değilse maske takmak. Yakın temas olduysa sonrasında Xylitollü burun spreyleri kullanmak.
- Öksürük, hapşırık gibi belirtiler varsa diğer kişileri korumak için ev istirahati ve maske kullanmaya özen göstermek.
- Çatal, bardak, havlu gibi eşyaların ortak kullanmamak.
- Kapalı ortamları yeterince havalandırmak.
- Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için düzenli uyku, meyve, sebze, balık gibi sağlıklı besinleri yeterince tüketmek. D vitamini takviyesi, yeterli egzersiz, stresin azaltılması, yeterli sıvı alımı sağlamak.
- Grip aşısı olmak.
- Ve elbette sigara içmemek.
Soğuk algınlığı belirtilerinin çoğunun düzelmesine ve ilk belirtilerin üzerinden 8-10 gün geçmesine rağmen burun tıkanıklığı geçmemişse, renklenmiş bir burun akıntısı veya geniz akıntısı varsa, geçmeyen bir balgam veya öksürük varsa, işitme azlığı ve kulak ağrısı oluşmuşsa mutlaka bir KBB doktoruna başvurmalısınız. Bu belirtiler bakteriyel sinüzit veya orta kulak iltihabı geliştiğini gösteriyor olabilir.
Doç. Dr. Onur Ergün
Bayındır İçerenköy Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı

COVID-19 İle Soğuk Algınlığı, Grip ve Alerjik Rinit Nasıl Ayırt Edilir?
Kolajen Nedir, Ne İşe Yarar? Collagen Faydaları Nelerdir?
Soğuk Algınlığı Belirtileri ve Grip Belirtileri
Patoloji Nedir? Kanserin Tanısında Patolojinin Önemi
Tatilde Fit Kalmanın 10 Yolu
Çocuklarda sonbahar alerjisi belirtileri nelerdir?