Dolaşım sistemimizin pompası olan kalp, dört odacıktan oluşmaktadır. Toplardamarlardan gelen, vücut tarafından kullanılmış ve oksijenini kaybetmiş kan (ansatüre kan), önce bir rezervuar görevi gören sağ kulakçıkta toplanmakta, buradan da triküspit olarak adlandırılan kapak yoluyla sağ karıncığa akmaktadır. Sağ karıncık pompalama gücüne sahiptir. Kasıldığında ansatüre kanı pulmoner kapak yoluyla akciğerlere göndermektedir. Akciğerlerde oksijenden zenginleşen kan (satüre kan) önce sol kulakçıkta toplanmaktadır. Sol kulakçık da aynı sağ kulakcık gibi rezervuar görevi görmektedir. Burada toplanan kan belli bir hacime ulaştığında, mitral kapak yoluyla sol karıncığa akmaktadır. Sol karıncık güçlü bir kas kütlesine sahiptir. Dakikada ortalama 80 kez kasılarak, satüre kanı, aort kapak yoluyla vücudumuza pompalamaktadır. Bu tanımlamadan da anlaşılacağı gibi kalpte dört adet kapak bulunmaktadır:

  • Triküspit kapak: Sağ kulakçık ve sağ karıncık arasında bulunur.
  • Pulmoner kapak: Sağ karıncık ile pulmoner arter (akciğer arteri) arasında bulunur.
  • Mitral kapak: Sol karıncık ve sol kulakçık arasında bulunur.
  • Aort kapağı: Sol karıncık ile aort arasında bulunur.


Kalp kapak hastalığı nedir?

Kalp kapaklarındaki hastalıklar büyük oranda romatizmal kalp hastalığı sonucu oluşmaktadır. Bunun dışında, doğumsal (konjenital) veya dejenerasyona bağlı da olabilir. Neden ne olursa olsun, kalp kapaklarındaki hasar iki temel mekanik sonuç doğurmaktadır:

  • Kapak yetmezliği: Kapakçıklar tam olarak kapanmaz. Bunun sonucunda ileriye doğru akması gereken kanın bir kısmı geriye doğru kaçar. Dolayısıyla kalbin yaptığı işin bir kısmı boşunadır.  Böylece kalbin yükü artar. Kapak yetmezliği fazla miktarda olursa ve zamanında tedavi edilmezse kalp yetmezliğine neden olabilir.
  • Kapak darlığı: Kapakların açıklık alanı daralmıştır. Bu nedenle   kapaktan geçen kan miktarında azalma olur. Kalp bu durumu telafi etmek için daha fazla güç harcar. Bazı durumlarda aynı kapakta, hem darlık hem de yetmezlik birlikte bulunabilir.


Kalp kapak hastalıklarının belirtileri nelerdir?

Kalp kapak hastalıkları, bozulmanın olduğu kapağa  göre fark bazı sorunlara ve yakınmalara neden olur. En fazla hastalanan mitral kapakta bulgular aorta kapağına göre daha erken dönemde ortaya çıkmaktadır. En belirgin yakınma ise zamanla artan nefes darlığıdır. Bunun yanı sıra ilerleyen dönemlerde çarpıntı, bacaklarda şişme, çabuk yorulma karşımıza çıkabilmektedir.

Sol karıncığın çıkış yolunda bulunan ve ikinci sıklıkla hastalanan aort kapağında ise bulgular daha geç safhada kendini göstermektedir. Öyle ki, hastaların önemli bir bölümü aort kapak  hastalığı olduğunu sağlık kontrolleri sırasında öğrenebilmektedir. Aort kapak hastalarının en belirgin bulguları çarpıntı, göğüs ağrısı ve baş dönmesidir.

Daha az sıklıkla görülen ve genellikle mitral kapak hastalığı ile birlikte bulunan triküspit kapak hastalıklarında bulgular karın ve bacaklarda şişme şeklinde kendini gösterebilir.

Kalp kapak hastalıkları arasında en az sıklıkta görülen pulmoner kapak hastalıkları ise genellikle doğumsal kalp hastalığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeni doğan bebeklerde, doğumsal bir anomali olarak, pulmoner kapağın darlığı veya tamamen tıkanıklığı görülebilmektedir. Bu hastalarda çarpıntı ve birlikte bulunan diğer doğumsal kalp anomalilerine bağlı olarak farklı bulgular ortaya çıkabilmektedir.

Kalp kapak hastalıklarında tanı yöntemleri nelerdir?

Kalp kapak hastalıklarında hekimi tanıya yönlendiren en önemli unsur hastanın yakınmaları  ve öyküsüdür. Nefes darlığı, çarpıntı, çabuk yorulma kapak hastalıkları için önemli ipuçlarıdır. Hastalar genellikle merdiven çıkarken çabuk  yorulmaktan, yatarken başlarının altına 2 veya 3 yastık koymaktan ya da uykudan nefes darlığı ile uyanmaktan yakınırlar. Bunlar mitral kapak hastalığının tipik belirtileridir. Bundan sonra yapılacak bir muayenede kapak hastalıkları için tipik olan bazı bulgular elde edilebilebilir.

Kapak hastalıklarının tanısında elektrokardiogram, telekardiogram adı verilen akciğer röntgen önemli ipuçları verse de tanıda en ömenli tetkik aracı ekokardiogramdır. Kısaca EKO da denilen bu yöntemde, ultrasonik ses dalgaları ile kalbin anatomik yapısı tüm ayrıntıları ile incelenebilmektedir. Kapak patolojileri konusunda oldukça ayrıntılı bilgi edinebildiğimiz EKO’nun aydınlatamadığı bir anomali varsa ya da ek bir kalp hastalığından şüpheleniliyorsa kalp kataterizasyonu veya anjiyografi de tanı yöntemi olarak kullanılabilir.

Kalp kapak hastalıkları nasıl tedavi edilir?

Tedavi seçenekleri medikal tedavi, bazı girişimsel yöntemler ve ameliyattır.

Medikal tedavi: İlaç tedavisindeki temel ilke hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve hastaların yakınmalarını en aza indirmektir. Ne yazık ki, ilaç tedavisi kapaktaki mekanik sorunu ortadan kaldıramamaktdır. Çoğu zaman ilaçlar kapaktaki rahatsızlığın ilerlemesini engellemekte acizdirler. Ancak kapak rahatsızlığının kalp üzerindeki olumsuz etkileri, ilaçla büyük oranda engellenebilir. Kalp kapak hastalığı zemininde gelişen kalp yetmezliklerinin ve ritim bozukluklarının tedavisinde de çoğu zaman ilaç tedavisi tek başına yeterli olabilmektedir.

Girişimsel yöntemler: İlaç tedavisi yetersiz olduğu anda ya da kapaktaki bozulma kalbi belirgin bir şekilde olumsuz etkilemeye başladığında, kapaktaki bozulmanın şekline bağlı olarak cerrahiye alternatif bazı girişimsel yöntemler uygulanabilmektedir. Günümüzde en sık kullanılan girişimsel yöntem, mitral kapak darlıklarında kullanılan balon ile darlığın giderilmesidir. Bu yöntemde ince bir tel ile kasıktaki damarlardan girilip kalbin içine kadar ilerlenir. Açılımında kısıtlama gelişmiş kapağın hizasında şişirilen bir balon ile yeterli açılma sağlanır. Mitral kapak darlıklarında uygulanabilen bu yöntemin seçiminde, kapaktaki kireçlenme veya kaçak olup olmaması önemlidir.

Cerrahi tedavi: Cerrahi yani ameliyat gündeme geldiğinde yapılan şey genel olarak kapağın tamir edilmesi, bu mümkün olmuyorsa bozuk kapağın çıkartılıp yerine protez, yapay bir kapak takılmasıdır. Kapak tamiri daha ziyade kaçak oluşan, kapak yapısında fazla kireçlenmenin olmadığı mitral ve triküspit kapaklara başarı ile uygulanır. Bu işlemin yapılamadığı hasta kalp kapakları protez kapaklarla değiştirilir. Zamanı gelmeden kapağın protez kapakla değiştirilmesi protez kapağın yaratabileceği riskleri gereksiz yere daha uzun bir süre yaşamak anlamına gelir. Öte yandan gerektiği halde ameliyatın geciktirilmesi, kalpte kalıcı hasarlara yol açar ve kişinin hayatını çok ciddi anlamda önlenemez bir risk ile karşı karşıya bırakabilir.

Yapay kalp kapağı çeşitleri nelerdir? Hangi yapay kapak tercih edilmelidir?

Kalp kapaklarındaki hasar belli bir seviyeye geldiğinde kapağa cerrahi müdahale gerekebilir. Bu müdahale onarım olabildiği gibi, çoğu zaman kapağın yapay bir kapakla değiştirilmesiyle de sonuçlanabilir.

Yapay kalp kapakların kullanım alanına girmesi kalp kapak hastaları için çok büyük bir gelişme olmuş ve tedavi şansı bulamayan birçok hastanın ameliyat edilerek sağlığına kavuşmuştur. Buna rağmen bugüne kadar üretilmiş olan yapay kapakların hiçbirisi insanın doğal kapağının yerini tutamaz. Bir dizi teknolojik gelişmeye rağmen günümüzde kullanılan yapay kalp kapaklarıyla ilgili aşılması gereken sorunlar bulunmaktadır. Ancak yine de daha kaliteli ve uzun bir yaşam sağlamak için kapak değişim ameliyatları kaçınılmazdır.

Mekanik kapaklar: Günümüzde en fazla  kullanılan kapak türleridir. İnsan vücudu ile uyumlu,  metal alaşımlarından yapılmaktadır. Mekanik kapakların temini kolay ve dayanıklılık süreleri insan ömrünün çok üzerindedir. Ancak bu kapakların dezavantajı üzerinde kanın pıhtılaşabilme olasılığıdır. Bu nedenle bu kapak takılan hastaların, kanın pıhtılaşma süresini uzatan bir ilaç kullanması gerekmektedir. Bu ilaç kullanılmadığında kapak üzerinde kan pıhtılaşabilmekte ve bu pıhtı kapak çalışmasını engelleyebileceği gibi, koparak hayati organ damarlarında tıkanıklara neden olabilmektedir. Az kullanıldığında etki etmemesi nedeniyle, kapak üzerinde pıhtı oluşabilmekte, yüksek dozda kullanıldığında ise kanamalara neden olabilmektedir. Bu nedenle en az ayda bir kan tetkikine gereksinim olmaktadır. Zira bu ilacın fazla alınması durumunda da, kanamalara neden olabilmektedir.

Biyolojik kapaklar: Organik maddelerden yapılan bu kapakların en önemli avantajı, kanın pıhtılaşma mekanizmasına etki eden bir ilacın ömür boyu kullanım zorunluluğu olmamasıdır. Ama, buna karşın önemli bir dezavantajı vardır: Biyolojik kapaklar ömürlü kapaklardır. 10-15 sene sonra yapılarındaki bozulma nedeniyle değiştirilmesi gerekmektedir. Sığır kalp zarı (perikard), domuz kalp kapağı veya insan kadavrasından elde edilen kalp kapağı (homogreft) en sık kullanılan biyolojik kapak kaynaklarıdır.

Hangi kapak, hangi hastaya takılmalıdır?

Kapak seçiminde iki temel faktör göz önüne alınmalıdır. Bunlar hastanın yaşı ve doğum yapma isteğinin olup olmadığıdır. Biyolojik kapağın 10-15 yıl ömrü vardır. Bu nedenle beklenen ömrü 10-15 yılın altında olan, ileri yaş grubu hastalarda kullanılabilir. Kanın pıhtılaşma mekanizmasına etkili olan ilaç, gebelik döneminde kullanıldığında, bebekte bazı anomalilere neden olabilmektedir. Bu nedenle doğum yapmak isteyen kadınlarda biyolojik kapak doğru bir seçimdir.

Unutulamamalıdır ki, en ideal kapak hastanın kendi doğal kapağıdır. Bu nedenle kalp kapağı ameliyatları, bilimsel verilerin ışığında, kanıta dayalı tıbbın kurallarına uyarak, en uygun zamanlama ile yapılmalı ve hastanın kendi kapağıyla, mümkün olan en uzun süre yaşaması sağlanmalıdır.

Doç. Dr. Yaman Zorlutuna
Bayındır Söğütözü Hastanesi ve Bayındır İçerenköy Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı

09.09.2021




loading
x

Randevu Al

* listenenler dışındaki tarih ve saate randevu almak istiyorsanız lütfen 0850 911 0 911 numaralı çağrı merkezimiz ile iletişime geçebilirsiniz

Verdiğim kişisel veri ve iletişim bilgilerimin, Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında Aydınlatma Metninde belirtilen amaç ve bağlı amaçlar dahilinde işlenmesine ve aktarılmasına muvafakatettiğimi beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından her türlü bilgilendirme, etkinlik, duyuru, anket, tanıtım, açılış, davet vb. hatırlatmaları ile diğer sair iletişim çalışmaları kapsamında tarafıma ticari elektronik ileti (arama, SMS, e-posta vb.) gönderilmesini kabul ediyorum.

Lütfen Üstteki Kutucuğu işaretleyiniz!

Hastanemizde kaydınız var ise direkt randevu alabilmek için tıklayınız