Çocuklarda görülen kalp hastalıkları, doğumsal ve edinsel kalp hastalıkları olarak iki ana bölüme ayrılıyor. Doğumsal kalp hastalıkları, anne karnındaki bebeğin gelişimi sırasında ortaya çıkıyor. Bunlar kalbin kulakçık ve karıncıkları arasındaki duvarlarda delikler, kalbe gelen ve çıkan damarlardaki anomaliler, kalp kapakçıklarındaki anomaliler, karıncık ve kulakçıkların gelişme bozuklukları ile bu saydığımız anomalilerin birkaçının bir arada bulunduğu kalp gelişim bozuklukları olarak sıralanıyor.

Doğumsal kalp hastalıkları

Doğumsal kalp hastalıklarının yüzlerce değişik şekli bulunuyor. Bu hastalıkların bazıları hafif, bazıları orta derecede, bazıları da çok ağır ve karmaşık olabiliyor. Çocuklarda en çok doğumsal kalp hastalıklarına rastlanıyor. Doğumsal kalp hastalıklarının tanısı anne karnında koyulabiliyor. Gebeliğin 16-20. haftalarında yapılacak fetal ekokardiyografi ile doğacak bebekte doğumsal kalp hastalığı yüzde 80 oranında teşhis edilebiliyor. Bebek doğum öncesi tanı almışsa, hemen müdahale gerektirecek durumlar nedeniyle doğumun pediatrik kardiyoloji bakım ünitesi bulunan hastanelerde gerçekleşmesi gerekiyor. Doğumsal kalp hastalıklarının tedavisi, ülkemizde girişimsel ve cerrahi yöntemlerle yapılabiliyor. Başarı oranları da gelişmiş ülkelerdekilere eş değer. Erken teşhis ve doğru tanı, başarıda büyük rol oynuyor.

Edinsel kalp hastalıkları

Edinsel kalp hastalıkları arasında ise en sık romatizmal kalp hastalıklarına rastlanıyor. Beta hemolitik streptokok ile boğaz enfeksiyonu geçiren bazı çocuklarda 2-4 hafta sonra eklemlerde ağrı, şişlik, cilt döküntüleri gibi bulgular ile romatizmal ateş gelişebiliyor ve kalp değişik oranlarda etkilenebiliyor. Oluşan kalp hasarı kalıcı olabiliyor. Streptekoklara bağlı boğaz enfeksiyonunda ani başlayan ve yutkunma ile artan boğaz ağrısı, ateş, çene altı ve boyunda oluşan ağrılı şişlikler, belirtiler arasında yer alıyor. Bu gibi durumlarda çocuğun doktora götürülmesi ve boğaz kültürü alınması gerekiyor.

Bunların dışında, sessiz kardit adı verilen ve fizik muayene ile anlaşılamayan kalp kapak inflamasyonu (endokardit) gelişebiliyor. Bu gibi durumlar ancak ekokardiyografi ile tanı alabiliyor. Beta streptokok enfeksiyonunu sıkça geçiren çocuklara belli aralıklarla ekokardiyografik inceleme yapılması gerekiyor. Çünkü beta streptokok enfeksiyonları ile yapılan mücadele sonucu kalp romatizması giderek azalmakla birlikte, ülkemizde halen sorun olmaya devam ediyor. Süt çocukluğu döneminde görülen gribal enfeksiyon, pnömoni, bronşiolit, kızamık, kabakulak, kızamıkçık, boğmaca, difteri, polio ve suçiçeği gibi hastalıklar kalp kasını ve kalp zarını tutabiliyor. Ancak bu hastalıklar aşılarla tamamen temizlenmiş veya en aza indirilmiştir. Bu yüzden aşılamaların düzenli olarak yapılması gerekiyor. Edinsel hastalıklardan daha nadir görülen Kawasaki hastalığı, sıklıkla 5 yaş altı çocuklarda görülen, koroner arterleri tutan bir hastalık (vaskülit) olduğundan erken tanı ve tedavi hayat kurtarıcı oluyor. Uzun süren ateş ve döküntü bulgularının mutlaka doktor tarafından incelenmesi gerekiyor.

Çocuklarda kalp hastalığı belirtileri 

Bu noktada ailelerin belirtilere karşı çok dikkatli olması gerekiyor. Morarma, aşırı terleme, nefes darlığı gibi durumlar, doğumsal kalp hastalıklarına işaret edebiliyor. Ayrıca kalple ilgili sorun yaşayan bebekler meme emerken çabuk yoruluyor. Çoğu da sık sık enfeksiyona yakalanıyor. Her yenidoğan bebeğin mutlaka doktor tarafından kontrol edilmesi ve ekokardiyografik inceleme yapılması öneriliyor.

Kalbin iletim sistemindeki düzensizlikler de çocukluk çağında görülebiliyor. İyi huylu disritmiler olduğu gibi kalp yetmezliğine, bayılma hatta ani ölüme sebep olan ritim bozuklukları çocukluk çağında meydana çıkabiliyor. Bunlar sıklıkla doğumsal kalp hastalıkları veya geçirilmiş kalp ameliyatlarına bağlı oluyor. Kalpte yapısal bir neden olmadan da ritim bozukluğu olabiliyor. Çabuk yorulma, gece uykudan aniden uyanma ve bağırma, bebeklerde beslenme bozukluğu, huzursuzluk, terleme ve solunum bozukluğu, ritim bozukluğunun belirtileri olabiliyor. Bu hastalığa da elektrokardiyografi ile tanı konuyor. Son yıllarda elektrofizyolojik çalışmalar ile bozuk iletim sistemi tedavi edilebiliyor.

Dikkat edilmesi gerekenler

Hasar görmüş kalp kapaklarında enfeksiyon riski bulunuyor. Stafilokok ve pnömokok gibi bakteriler ile kalp kapaklarını tutan ve kronik sekel bırakabilen enfektif endokardit tedavi edilmekle birlikte, beyin ve böbrekler gibi organlara enfekte pıhtı yayılımına sebep olduğundan ciddi, hayatı tehdit eden hastalıklar arasında yer alıyor. Bu enfeksiyonların önlenmesi için dişlerin temiz tutulması, diş çürüklerinin tedavisi büyük önem taşıyor. Ayrıca ameliyatlar öncesinde kana bakteri bulaşmasını önlemek için hastalara işleme geçmeden antibiyotik verilmesi gerekiyor.

Çocuklarda büyüme ve zihinsel gelişim, gebeliğin başladığı andan itibaren besinlerden büyük ölçüde etkileniyor. İyi beslenme, aynı zamanda kalp sağlığı için önem taşıyor. Dengesiz beslenme çok küçük yaşlarda şişmanlığa, anormal kolesterol düzeylerine ve yüksek tansiyona neden olabiliyor. Bu durum yetişkinlikteki sağlık için kötü bir temel oluşturuyor.

Hiperkolesterolemi, multifaktöriyel bir metabolik bozukluk. Hastalığı artıran genetik faktörlerin yanı sıra diyet ve fiziksel aktivite gibi çevresel faktörlerin de prognozda önemli rolü bulunuyor. Hiperkolesterolemi, ateroskleroz (damar sertliği) için risk faktörüdür. Yapılan çalışmalar, aterosklerozun çocukluk çağında başlayıp, yaşam boyu devam eden bir patoloji olduğunu gösteriyor. Obezite, genellikle normal vücut ağırlığının üstünde olmakla karıştırılıyor. Sporcular, vücut geliştiriciler ve iri kemik yapısına sahip olanların vücut ağırlıkları boylarına ve yaşlarına göre ortalamanın üstünde olabiliyor. Bu, yağdan çok kas dokusunun gelişmiş olmasından kaynaklanıyor. Yağ dokusu tüm vücutta bulunuyor. Temel olarak, yağ hücresinin fazla olduğu yerlerde depolanıyor. Yağlar deri altında ve iç organları kaplayan zarlarda da birikiyor. Çocuklarda görülen sişmanlık, anormal sayıda yağ hücresinin oluşumundan kaynaklanıyor. Bu hücreler kilo vermekle kaybolmuyor. Yalnız içlerindeki yağın bir kısmını kaybedip, yağ depolama özelliklerini koruyorlar. Bu da kişinin ergen ya da yetişkinlikte sişmanlığa eğilimli olmasına neden oluyor. Normal kilonun üstünde bir çocuğun fiziksel etkinliklere katılmasının sağlanması, uzun süre bilgisayar oyunları oynamak ve televizyon izlemek gibi hareketsiz kılan durumlardan uzak durması gerekiyor. Bunların dışında beyinde iştah ayarlayan merkez olan hipotalamusun hastalıkları, kalıtımsal etkenler ve hormonal hastalıklar da obeziteye neden olabiliyor.

Uzm. Dr. Nursel Alpan
Bayındır Söğütözü Hastanesi Pediatrik Kardiyoloji Bölümü

11.01.2022




loading
x

Randevu Al

* listenenler dışındaki tarih ve saate randevu almak istiyorsanız lütfen 0850 911 0 911 numaralı çağrı merkezimiz ile iletişime geçebilirsiniz

Verdiğim kişisel veri ve iletişim bilgilerimin, Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında Aydınlatma Metninde belirtilen amaç ve bağlı amaçlar dahilinde işlenmesine ve aktarılmasına muvafakatettiğimi beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından her türlü bilgilendirme, etkinlik, duyuru, anket, tanıtım, açılış, davet vb. hatırlatmaları ile diğer sair iletişim çalışmaları kapsamında tarafıma ticari elektronik ileti (arama, SMS, e-posta vb.) gönderilmesini kabul ediyorum.

Lütfen Üstteki Kutucuğu işaretleyiniz!

Hastanemizde kaydınız var ise direkt randevu alabilmek için tıklayınız