Hemen herkesin yaşamının bir döneminde yakındığı baş ağrısı, toplumda en sık görülen şikâyetlerin başında geliyor. Her 5 kişiden biri ise migren kökenli baş ağrısı yaşıyor ve hayat kalitesi ciddi şekilde etkileniyor. Migrene karşı tetikleyici faktörlerden kaçınmak büyük önem taşırken, tedavisinde birçok seçeneğe başvurulabiliyor.

Baş ağrısı neden olur?

Baş ağrısı, toplumda en sık görülen şikâyetlerin başında gelir ve birçok sebepten kaynaklanabilir.

Baş ağrısı nedenleri nelerdir?
 

  • Primer baş ağrıları: Migren, gerilim tipi baş ağrısı gibi sık görülen baş ağrısı gruplarını içermektedir. Baş ağrıları altta yatan organik bir hastalığa bağlı değildir. Bununla birlikte muhtemelen psikolojik değil biyolojik kökenli hastalıklardır. Bilimin gelişimi ile primer baş ağrılarını daha iyi anlama şansımız artmaktadır.
     
  • Sekonder (ikincil) baş ağrıları: Organik nedenli baş ağrıları olarak da bilinir. Tümör, enfeksiyon , hipertansiyon, anevrizma, hidrosefali, göz, kulak-burun bölgesi hastalıkları ve beynin organik kökenli diğer hastalıklarının bir belirtisi olarak ortaya çıkan baş ağrılarıdır. Tüm baş ağrıları içinde sayıca azdırlar. Ancak bunların altında çok ciddi ve yaşamı tehdit edebilecek hastalıklar olduğu için hızla tanı ve tedavileri gerekir. Baş ağrısının yeni veya her zamankinden farklı olması, ani ve çok şiddetli olması, baş ağrısına şuur bulanıklığının eşlik etmesi, ateşle birlikte olması, egzersiz-eforla ortaya çıkması ya da öksürme-aksırma ile başlaması, vücudun bir tarafında kuvvetsizlik ya da uyuşma ile birlikte görülmesi ya da beraberinde nöbet görülmesi bizi altta ciddi bir hastalığın olabileceği konusunda uyaran ipuçlarıdır.


En önemli tanı bilgisini, kişinin tarifleri oluşturur. Bu nedenle baş ağrısı muayenesinin en önemli bölümü doktor ile hastanın karşılıklı konuşmasıdır. Bu bölümde baş ağrısının temel nitelikleri konuşulur. Doğru tanı için aşağıda yer alan özellikler hakkında hekimi bilgilendirmeniz önemlidir:

  • Baş ağrısının ne zaman başladığı
  • Baş ağrısının sıklığı, gün içinde görüldüğü saatler, hafta içi yada sonu ağrının görülmesi
  • Baş ağrısının süresi
  • Baş ağrısının yeri ve yayılımı
  • Baş ağrısının karakteri (zonklayıcı, sıkıcı, ağırlık şeklinde, bıçak saplanır gibi, künt, ezici)
  • Kadın hastalarda baş ağrısının menstruel siklus ile ilişkisi
  • Baş ağrısını tetikleyen nedenler (bazı gıda maddeleri, fiziksel aktiviteler, parlak ışık, ağır kokular, stres, gürültü, sigara, fazla uyuma, basınç yada ısı değişiklikleri, az ya da fazla uyuma gibi)
  • Baş ağrısı öncesi belirtiler (varsa)
  • Ailede sizden başka bireylerde de baş ağrılarının olması
  • Baş ağrısı öncesi ya da sonrası görme bozukluğunun olması
  • Baş ağrısının tek tip ya da birden fazla şekilde görülmesi
  • Ağrıya eşlik eden (varsa) bulantı, kusma, ışık-gürültü hassasiyeti, kokulara duyarlılık
  • Baş ağrısının varsa mevsimsel - sirkadiyen (gün içinde hep aynı saatte olması) özellikleri


Muayene bulguları da hastalık hakkında bize çeşitli değerli bilgiler verebilir. Ancak tanı için bazen bir görüntüleme yöntemine gerek duyulur. Görüntüleme yöntemlerine primer baş ağrılarında organik patolojiyi dışlamak için gerek duyulurken, sekonder baş ağrılarında anlamlı olurlar. Bu durumlarda çoğunlukla beyin tomografisi ya da manyetik rezonans filmleri ile hastalığa tanı konulur.

Baş ağrısı çeşitleri nelerdir?
 

1. Gerilim tipi baş ağrısı

En sık görülen primer baş ağrısı tipidir. Ülkemizde yapılan bir araştırmada gerilim tipi baş ağrısı sıklığının 15-55 yaş arası grupta %30 olduğu saptanmıştır. Erişkinlerin yaklaşık olarak %78’i yaşamlarının bir döneminde gerilim tipi baş ağrısı yaşarlar. Kadınlarda erkeklere göre daha sıktır. Organik bozukluğa bağlı olmayıp damarsal veya migrenöz kökenli değildir. Gerilim tipi baş ağrısı muhtemelen ense veya kafa derisi kaslarındaki sertleşme ile ilişkili olabilen beyindeki kimyasal ve nöronal dengesizlik nedenli ortaya çıkabilmektedir.

Ağrı basınç ya da sıkıştırma tarzındadır ve hafif ya da orta derecededir. Ağrı başın iki yanında görülür. Ağrı çoklukla enseden başlayıp öne doğru yayılır. Bazı hastalar ağrıyı başın etrafında, ensede ve şakaklarda mengene ya da bant gibi bir sıkışma olarak tanımlarlar. Nadiren bulantı, ışığa-sese karşı hassasiyet görülür. Atak sıklığı fazla olanlarda ba şağrıları sıklıkla migren ile birliktedir. Stres, gerginlik, yorgunluk, kızgınlık ile tetiklenir. Klasik ağrı kesicilerle geçer ve stresin ortadan kalkması ya da rahatlama ile ortadan kalkar. 24 saatlik siklus içinde baş ağrısı şiddeti değişkendir. Eğer her gün veya yaklaşık olarak her gün ağrı kesici ilaç alınıyorsa ve bundan fayda görülmüyorsa tabloya ağrı kesici kötüye kullanım baş ağrısının eşlik ettiğinden şüphelenilir. Özellikle kronik formda bu, sık görülen bir durumdur.

Kronik günlük baş ağrısına sıklıkla depresyon ya da diğer duygu durum bozuklukları eşlik eder. Uyku bozuklukları, sersemlik , baş dönmesi, konsantrasyon güçlüğü, suçluluk duygusu, yorgunluk, mide bulantısı sıklıkla bu baş ağrısına eşlik eder. Hastalar sıklıkla sabah baş ağrısı ile uyanırlar ve eşlik eden bir uyku bozukluğu vardır. Antidepresan ilaçlar, hastalar depresyonda olmasalar dahi analjezik (ağrı kesici) etkileri ile hastalara yarar sağlarlar. Biofeedback teknikleri de gerilim tipi baş ağrısında yarar sağlayabilir. Kronik gerilim tipi baş ağrısında analjezik ilaçların kötüye kullanımına karşı dikkatli olmak çok önemlidir.

2. Küme baş ağrısı

Küme baş ağrısı olan hastaların %90’ı erkektir. Nedeni bilinmez ancak trigeminal sinir sistemi ile beynin çevresinde yer alan damarlar arasındaki ilişki sonucu ortaya çıkan imflamatuar yanıt sorumludur. Ayrıca beynin derin bölgelerinde yer alan ve uyku - uyanıklık başta olmak üzere çeşitli biyolojik ritimlerimizi kontrol altında tutan hipotalamus isimli yapının da küme baş ağrısı oluşumunda yer aldığı düşünülmektedir.

Ağrılar isminden anlaşılacağı gibi kümeler halinde ortaya çıkar. Birkaç hafta-ay sürüp geçer. Daha sonra hasta aylar süresince (bazen yıl boyunca) ağrısızdır. Ağrılı epizodlar çoğunlukla ilkbahar ya da sonbahar aylarıdır. Daha sonra bu ağrılı epizodlar tekrar eder. Bazı hastalarda ise ağrılı epizodlar çok daha uzun sürer, hatta ara vermez. Bu durumda kronik küme baş ağrısından söz edilir.

Ağrılar ani başlangıçlı ve hemen tamamı tek taraflıdır. Tipik ağrı yeri göz arkası olup buradan yüze yayılabilir. Gözde şişlik, kızarıklık ve burun akıntısı ağrıya sıklıkla eşlik eder. Bazen yüzde de kızarıklık görülebilir. Atak epizodları süresince hep aynı tarafta ağrı olur. Bilinen en şiddetli baş ağrısı türlerindendir. Bir sonraki atak beklentisi hastayı depresyona sokabilir. Ağrı süresi 15-180 dakikadır. Ağrıların önemli bir bölümü gece uykuda ve aynı saatlerde ortaya çıkar, hastayı uykudan uyandırır. Ağrılı epizod süresince alkol ağrıyı tetikler. Küme baş ağrısının ilginç bir özelliği de ağrı sırasında oksijen kullanımının ağrıyı geçirmesidir. Bilinen en şiddetli ağrılardandır.

3. Paroksismal hemikraniya

Küme baş ağrısının bir varyantı olduğu düşünülmektedir. Ağrı yeri ve şiddeti küme baş ağrısındaki gibidir. En önemli farkı küme baş ağrısının aksine kadınlarda erkeklere göre çok daha sık görülmesidir. Özellikle orta yaş kadınlarda görülür. Küme baş ağrısına göre süresi kısa (2-45 dakika) ancak aynı gün içinde tekrarlama sayısı ise daha fazladır. Ağrı aylarca devam edebilir. Sıklıkla yüzde terleme, göz yaşarması ve burun akıntısı ağrıya eşlik eder.

Migren nedir?

Yaklaşık olarak her beş kişiden birinin migren kökenli olarak baş ağrısı yaşadığı düşünülmektedir. Migrenin en sık görüldüğü yaşlar 20-45 arasıdır. Migren sıklıkla kalıtsaldır ve etkilenen bireylerde çocukluk döneminde başlayabilir. Eğer anne ve babada migren varsa çocuklarında görülme olasılığı %75’tir. Ebeveynlerden birisinde migren var ise çocukta görülme olasığı %50’dir.

Migren belirtileri nelerdir?

Migren, çoğunlukla tek taraflı olan, bulantı ve kusmanın eşlik ettiği, ışık ve/veya gürültüye karşı aşırı hassasiyet ile birlikte olan zonklayıcı özellikte baş ağrıları ile kendisini gösterir . Baş ağrısı şiddetlidir ve bu nedenle migrenli kişi atak sırasında çoğunlukla günlük işlerini yerine getiremez. Ağrıların sıklığı ve şikayetler hastadan hastaya değişir.

Ataklar 4 ile 72 saat sürer. Ataklar ağrı öncesi dönem, ağrı dönemi ve ağrı sonrası dönem olmak üzere üçe ayrılabilir. Ağrı öncesi dönem ile ağrı sonrası dönem kaslarda ağrı ve hassasiyet, yorgunluk, bitkinlik ve halsizlik ile buna eşlik eden duygu durum değişiklikleri (huzursuzluk, depresif şikayetler, sinirlilik gibi) ile kendisini gösterir ve saatler ile günler sürebilir.

Migren neden olur?

Migrene neyin neden olduğu bilinmemekle birlikte migren atağı sırasında neler olduğu aydınlatılmaya çalışılmaktadır. Son teoriye göre migren beynin kendisinde tetiklenmektedir. Atak başladığında ağrı ve diğer şikayetler beyni çevreleyen trigeminal sinir ve kan damarları arasındaki ilişki sonucu ortaya çıkan imflamatuar (steril iltihap) yanıta bağlı görülmektedir. Bu iltihabi yanıtta rol alan en önemli madde beyinde doğal olarak bulunan nörokimyasal bir madde olan serotonindir. Ağrı sinyalleri kan damarlarından trigeminal sinir yolu ile beyin sapına gönderilir. Beyin sapında yer alan ağrı merkezleri, gelen ağrı uyarıları ile aşırı doygunluğa ulaşırlar. Bundan sonra ise ağrı uyarısı gelmese dahi kendiliğinden uyarı oluştururlar. Bu ise ciltte ortaya çıkan duyarlılıktan sorumludur. Hastalar bu durumu “saçım acıyor” ya da “başıma bir şey dokunduramıyorum” diye dile getirebilirler.

Yakınmalar ortaya çıktıktan sonra alınacak ağrı kesiciler ne kadar erken alınırsa o kadar etkin olurlar. Zaman içinde ağrı iletiminin artmış tekrarları kronik migrene yol açar.

Migreni tetikleyen nedenler

Migreni tetikleyen çeşitli nedenler vardır ve bu tetikleyiciler kişiden kişiye değişir. Bir hastanın ağrısını ortaya çıkaran ya da tetikleyen faktör bir başkasının ağrısını tetiklemez, hatta kimi zaman ağrısını rahatlatabilir. Tetikleyiciler içinde kategorik olarak diyet, kişinin duygudurumu, aktivite, çevre, kullanılan ilaçlar ve hormonlar faktörler sayılabilir.

Sık görülen tetikleyiciler olarak:

  • Açlık (öğün atlamak),
  • Alkol alımı,
  • Stres,
  • Psikolojik travma,
  • Alışılmış olandan az ya da fazla uyuma,
  • Çikolata tüketimi
  • Portakal gibi besinler
  • Baharatlı ya da kafeinli yiyecek-içecek tüketme,
  • Stresin ortadan kalkması (hafta sonu baş ağrıları) sayılabilir.


Migren aurası nedir?

Migren hastalarının 3’te 1’i, ağrı öncesi aura olarak adlandırılan bir dönem yaşarlar. Bu dönemde hastalar zigzag çizgiler, karanlık noktalar, parlak ışıklar görebilirler, yüz ya da kolda iğnelenme ya da uyuşma hissedebilirler. Aura tipik olarak ağrı başlayınca kaybolur ve 1 saatten kısa sürer. Aura bazı migren ataklarına da eşlik eder.

Migren tedavisi var mı?

Migren etkin olarak tedavi ile kontrol altına alınabilir. Bu noktada hasta ile doktor arasındaki uyum çok önemlidir. Migrenin tedavi noktasında öncelikli olarak tetikleyici faktörlerin farkında olunarak, bu faktörlerden kaçınılması gerekir.

  • Atak tedavisi: Atak sırasında ortaya çıkan baş ağrısı, bulantı ve kusmanın önlenerek hastanın rahatlatılmasıdır. Ağrı kesici ilaçların yanı sıra sadece migren ataklarında kullanılan çeşitli ilaçlara da başvurulabilir. Tüm bu ilaçlar atağın ne kadar erken döneminde kullanılırlarsa o kadar etkili olur.
     
  • Koruyucu tedavi: Ağrı sıklığı fazla olan kişilerde atak sıklığını, şiddetini ve süresini azaltan tedavidir. Bu tedavi için kullanılan ilaçlar arasında çoğunlukla asıl kullanım alanı yüksek tansiyon, epilepsi ya da depresyon gibi farklı olan çeşitli ilaçlar yer alır.
     
  • Migren enjeksiyonu: ‘Migren aşısı’ olarak da bilinir ancak aslında aşı değildir. Ayda bir kez uygulanan enjeksiyon uygulaması ile ağrının tetiklenmesinin ve yayılımının önüne geçilerek migren ataklarına çözüm oluşturulur. Bu tedavi hem ağrıları ortadan kaldırırken hem de koruyucu tedavi olarak etkindir.
     
  • Botulinum toksin uygulaması: Ayda en az 14 gün baş ağrısı yaşayan kronik migrenli kişilerde botulinum toksin (botoks) uygulamasına başvurulur. Bu tedavi, atakları belirgin olarak azaltır.


​​​​​​​Baş ağrısında doğru tanı koymanın yanı sıra, tedavi izleminde, ilaç değişiminde ve tedavinin süresine karar verme aşamalarında baş ağrısının izlemi çok önemlidir. Detaylı bilgi için Nöroloji Bölümümüze başvurabilirsiniz.

Prof. Dr. Mehmet Murat Sumer
Bayındır Söğütözü Hastanesi Nöroloji Uzmanı

19.01.2023




loading
x

Randevu Al

* listenenler dışındaki tarih ve saate randevu almak istiyorsanız lütfen 0850 911 0 911 numaralı çağrı merkezimiz ile iletişime geçebilirsiniz

Verdiğim kişisel veri ve iletişim bilgilerimin, Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında Aydınlatma Metninde belirtilen amaç ve bağlı amaçlar dahilinde işlenmesine ve aktarılmasına muvafakatettiğimi beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından her türlü bilgilendirme, etkinlik, duyuru, anket, tanıtım, açılış, davet vb. hatırlatmaları ile diğer sair iletişim çalışmaları kapsamında tarafıma ticari elektronik ileti (arama, SMS, e-posta vb.) gönderilmesini kabul ediyorum.

Lütfen Üstteki Kutucuğu işaretleyiniz!

Hastanemizde kaydınız var ise direkt randevu alabilmek için tıklayınız