Enfeksiyonlar hepimiz açısından önemli. Ancak konu gebelik olunca hem annenin hem de henüz anne karnındaki bebeğin daha güvenli koşullarda olması büyük önem taşıyor. Kulaktan dolma bilgiler ise çoğu zaman endişelere neden oluyor.

Hijyenik bir gebelik süreci yaşamanın 10 altın kuralı
Su ve sabunla dost olun: El yıkamak genel sağlık kurallarının başında geliyor. Gebelikte el hijyenine özellikle dikkat etmek, ‘bir kereden bir şey olmaz’ diye düşünmemek gerekiyor. Mutfakta çiğ et, çiğ yumurta, yıkanmamış sebze ve meyvelere dokunduktan sonra, gıda hazırlığı yaparken veya yemek yerken ellerin mutlaka uygun şekilde yıkanması önemli. Ayrıca bahçe işleri, çöple temas, evcil hayvanlarla ve hasta kişilerle aynı ortamda bulunduktan sonra da elleri yıkamak gerekiyor. Başka çocukların bakımıyla ilgilenirken, onlarla oyun oynarken, bebek bezi değiştirdikten ve tuvaleti her kullanışınızdan sonra da su ve sabunla gerekli temizliğin sağlanması önem taşıyor. Eğer su ve sabun temin edemiyorsanız alkol bazlı el dezenfektanlarını kullanabilirsiniz.

Çocuk varsa daha çok hijyen: Çevrenizde çocuklar olduğu zaman elleri daha sık yıkamak gerekiyor. Sitomegalovirus (CMV) adı verilen bir virüs ile gelişen enfeksiyon tablosunda, çocukların tükürük ve idrarı potansiyel bulaşma kaynağı oluyor. CMV, sağlıklı çocukta zararsız bir enfeksiyon iken, gebelerde anne ve bebek için son derece tehlikeli olabiliyor. Annenin hastalığı sonrasında bazı bebekler konjenital (doğumsal) CMV ile doğduğunda kalıcı semptom ve anomalileri gelişebiliyor. Bunlar arasında mental anomaliler, görme ve işitme sorunları, mikrosefali (başın küçük gelişimi), koordinasyon bozukluğu, nöbetler ve ölü doğum yer alabiliyor.

Etler iyi pişirilmeli: Hamilelik döneminde dengeli beslenmek, yeterli protein tüketmek çok önemli. Dolayısıyla bazı öğünlerde kırmızı et yemek gerekiyor. Ancak birlikte sofraya oturduğunuz kişilerden ayrıldığınız önemli bir nokta var; sizin yiyeceğiniz etler çok iyi pişmeli. Etler kanlı olmamalı ve iç kısımları pembe kalmayacak şekilde uygun sıcaklıkta pişirilmeli. Et ve et ürünleri kanalıyla bulaşabilecek bakteriyel, viral ve paraziter hastalıklar bulunması nedeniyle çiğ et ve et ürünleri kesinlikle yemeyin.

Süt ürünleri pastorize olmalı: Kaynamamış sütten yapılan peynir ve krema gibi ürünler brusella (malta humması) ve listeria gibi zararlı bakterilerin anneye ve bebeğe bulaşmasına neden olabiliyor. Toprak, su ve bazı bitkilerde bulunabilen bir bakteri olan listeria, her ne kadar doğada yaygın olarak bulunsa da insanlarda gıdalarla alındığında hastalığa neden olabiliyor. Bu hastalıkta, gebede belirti ve bulgu görülmese bile plasenta ile bebeğe bulaş olabiliyor. Düşük, prematüre doğum, ölü doğum ve yenidoğanda çok ciddi sağlık problemleri görülebiliyor.

Kedi kumuna dokunmayın: Eğer evde kedi besleniyorsa, gebe kalmak kediden vazgeçmeyi gerektirmiyor elbette. Sadece bazı detaylara önem verilmesi gerekiyor. Kedinin kumunu temizlemeyi başka birine bırakmak bunun başında geliyor. Çünkü kirli kedi kumu zararlı bir parazit olan toksoplazma içerebiliyor. Evde bu işe gönüllü kimseyi bulamıyorsanız bir seçenek daha var: Mutlaka eldiven giyin ve çıkardıktan sonra ellerinizi yıkayın.

Toksoplazma belirti vermeyebilir 
Toksoplazma, iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden ya da iyi pişmemiş etten de bulaşıyor. Bu tür gıdaların tüketilmemesi, çiğ ete dokunduktan sonra ellerin iyi yıkanması, çiğ etle temas etmiş bıçakların, örtülerin ve yüzeylerin iyi dezenfekte edilmesi, temizliğinden emin olunmayan suların içilmemesi de önem taşıyor. Toksoplazmozis geçiren birçok kişide belirti görülmeyebiliyor. Bazı kişilerde grip benzeri bir tablo, yoğun kas ağrıları ve büyümüş, ağrılı lenf bezleri görülebiliyor. Bağışıklık sistemi zayıflamış bireylerde (kanser, lösemi, AIDS hastaları gibi) çok daha ağır seyredebiliyor. Beyin, göz ve diğer organ hasarları yapabiliyor.

Anne adayı, gebeliği süresince toksoplazma ile enfekte olursa, bebeğin doğumda herhangi bir semptomu olmayabiliyor ancak zaman içinde körlük ve bilişsel fonksiyonlarda bozukluklar gelişebiliyor. Bu nedenle gebelik sürecinde annenin mutlaka yakın takip ve tedavisinin yapılması gerekiyor.

Vahşi ve kemirgen hayvanlara dikkat
Gebelikte, evde ve çevredeki haşere ve zararlıların kontrolünü yaptırmak da önemli. Eğer hamster, fare gibi evcil bir kemirgen sahibiyseniz, bakımını bir başkasına teslim etme zamanı. Bazı kemirgenler lenfositik koriyomenenjit virüsü (LCMV) denen zararlı bir virüs taşıyabiliyor. Bu virüs hem hayvanlarda hem de insanlarda hastalık yapabiliyor. Doğada virüsü taşıyan vahşi fareler, ev ortamında da beslenebilen hamster gibi kemirgenleri enfekte edebiliyor. İnsanlar da bu canlıların idrar, kan ve tükürükleri aracılığıyla enfekte olabiliyor. Bu yollar:
- Çıkartıların veya tozla birleşmiş olan karışımın süpürülmesi sırasında solunum yoluyla,
- Bu çıkartılar ve idrara dokunduktan sonra gözünüz, burun veya ağzınıza dokunmanız yoluyla,
- Enfekte bir kemirgenin sizi ısırması yoluyla olabiliyor.

Bu bulaş yolunun ülkemizde sıklığı bilinmemekle birlikte, pek sık olduğu düşünülmemekte. Ancak eğer anne gebeliği sürecinde LCMV’na maruz kalırsa, bebeği de etkilenebiliyor. Ciddi doğumsal anomaliler veya düşük gelişebiliyor. Bu nedenle dikkatli olmakta fayda var.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar 
Cinsel yönden aktif olan tüm bireyler gibi, anne adayı olan kadınlar da cinsel temasla bulaşan hastalıklar açısından aynı riskler altında. Gebelik süreci anne adayı ve bebekleri için ek korunma sağlamıyor. Bu hastalıklar gebelik süreci komplikasyonlarını artırarak, anne ve gelişmekte olan bebek üzerinde ciddi sorunlar doğurabiliyor. Bu sorunların bazıları doğumda görülürken, bir kısmı aylar veya yıllar sonra saptanabiliyor. Bu nedenle anne adaylarının farkındalıklarının artması, kendilerini ve bebeklerini korumayı öğrenmeleri büyük önem taşıyor. Enfekte olan gebelerin cinsel partnerlerinin de takip edilmesi ve tedavi olması gerekiyor. HIV (AIDS hastalığı etkeni), sifiliz (frengi), hepatit B, hepatit C, klamidya, gonore (bel soğukluğu), bakteriyel vajinozis, herpes simpleks virüs (HSV), insan papilloma virüs (HPV) cinsel temasla bulaşabilen hastalıklardan en önemlileri. Hepatit B’nin etkeni bir virüs (HBV). Bu virüs kan ve bazı vücut sıvıları ile bulaşabildiği gibi, cinsel temasla da geçebiliyor. Virüs ciddi karaciğer sorunlarına neden olabiliyor. Bu hastalığı anne tüm gebeliği sürecinde bebeğine bulaştırabiliyor. Özellikle de doğum sırasında bulaşma riski çok yüksek. Bu şekilde enfekte olan çocukların yüzde 90’ı hayat boyu taşıyıcılığını sürdürüyor. Bir kısmında kronik karaciğer hastalığı ve ileri dönemde karaciğer kanseri gelişebiliyor. Yenidoğanı anneden geçebilecek HBV’den koruyabilmek için doğumda bebeği tercihen ilk 12 saat içinde hepatit B aşısı ile aşılamaya başlamak ve diğer kolundan da hepatit Bimmünglobulin (pasif bağışıklık) yapmak gerekiyor. Sonrasında aşılama şeması üç ya da dört doza tamamlanıyor. Hepatit B, anne sütü ile, aynı bardak, tabaktan yiyecek içecek tüketmekle, sarılma, öpüşme ve solunum sekresyonları ile bulaşmıyor. Ancak ağız içinde diş eti kanaması olabileceği için, annenin gıdaları bebeğine kendisi çiğnedikten sonra vermemesi gerekiyor.

Aşılarınız tam mı?
Kızamık, kızamıkçık, kabakulak (KKK) ve suçiçeği gibi canlı virüs aşılarının gebe kalmadan bir ay öncesinde yapılmış olması veya doğum sonrasında yapılması öneriliyor. Hepatit A, hepatit B, inaktive grip aşısı, menenjit (meningokok), zatürre (pnömokok), tetanos/ difteri (Td) gibi bazı aşılar gebelik öncesi, gebelik süreci veya doğum sonrasında doktorunuzun takibiyle yapılabiliyor. Eğer anne adayı öncesinde aşılanmamışsa, 27-36’ncı haftalar arasında Tdap (tetanos/difteri/asellüler boğmaca) aşısı yapılabiliyor.

Enfeksiyon taşıyanlardan uzak durun
Özellikle kızamıkçık (rubella) ve suçiçeği (varisella) geçirmeyenlerin ya da gebelik öncesinde aşılarını tamamlamamış olanların hasta olan kişilerle aynı ortamda bulunmaktan kaçınmaları gerekiyor. Kızamıkçık, genellikle çocuklukta hafif geçirilen döküntülü bir enfeksiyon hastalığıyken, anne adayları ve bebeklerinde son derece ciddi bir duruma sebebiyet verebiliyor.

Rubella virüsü burun ve boğaz sekresyonlarında bulunuyor; öksürük, hapşırık yoluyla diğer bireylere bulaşıyor. Anne gebeliğinin erken döneminde (ilk 12 haftası içinde) enfekte olursa, bebekte çok önemli doğumsal anomaliler görülebiliyor. Özellikle kalp, göz, kulak anomalileri, mental gelişim bozuklukları, karaciğer ve dalak hasarları olabiliyor. Bu hastalık düşük ve prematüre doğuma da yol açabiliyor. Hastalığın aşısı gebelikte uygulanamıyor. Çocuk sahibi olmayı düşünen kadınların, kan testlerine bakılarak bağışıklık durumlarının belirlenmesi çok önemli. Eğer hastalığı geçirmemişlerse aşılanmaları (bir ay ara ile iki doz) öneriliyor. Aşı canlı virüs aşısı olduğu için aşılamadan sonraki bir aylık dönemde gebe kalınmaması gerekiyor.

Suçiçeği, yakın solunum teması veya indirekt hava yolu teması ile alınan, bulaşıcılığı çok daha yüksek olan bir hastalık. Hasta olan kişi döküntüler başlamadan 1-2 gün öncesinden, tüm lezyonlar kabuklanana kadar bulaştırıcı oluyor. Suçiçeği, gebelerde ciddi sorunlar yaratabiliyor. Yüzde 10- 20 oranında zatürre gelişebiliyor. Bunların yüzde 40’ı da ölümle sonuçlanabiliyor. Gebeliğin erken döneminde geçirildiği zaman yüzde 0.4-2 oranında ‘konjenital varisella sendromu’ gelişiyor. Düşük doğum ağırlığı, deri lezyonları, el, ayak ve göz anomalileri olabiliyor. Gebelerin suçiçeğine karşı bağışıklığının değerlendirilmesi için kan testi yapılması önemli. Aşı canlı virüs aşısı olduğu için gebelikte yapılamıyor. Gebelik sonlandıktan sonra, emzirme döneminde (bir ay ara ile iki doz) güvenle yapılabiliyor. Aşı yaptırmış olanların da en erken bir ay sonra gebe kalmayı planlaması gerekiyor.

Grup B streptokok taşıyıcısı mısınız?
Grup B streptokoklar (GBS); farenks (yutak), vajen ve gastrointestinal sistemin normal florasında yüzde 5-40 oranında bulunabilen bakteriler anlamına geliyor. GBS’lar gebelerde vajende kolonize oluyor, annede ve yenidoğanda enfeksiyonlara yol açabiliyor. GBS kolonizasyonu olan anneler, intraamniyotik (bebeğin içinde bulunduğu sıvı) enfeksiyon, erken membran rüptürü ve erken doğum riski taşıyor. Bu nedenle gebelerde doğum öncesinde kolonizasyon olup olmadığına bakılarak, koruyucu önlemler alınıyor ve bebeğe bulaşması önlenmeye çalışılıyor.

Kızamık, kızamıkçık, kabakulak ve suçiçeği gibi canlı virüs aşılarının gebe kalmadan bir ay öncesinde yapılmış olması öneriliyor.

Uzm. Dr. Aslı Karademir
Bayındır Söğütözü Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı

01.09.2018




loading
x

Randevu Al

* listenenler dışındaki tarih ve saate randevu almak istiyorsanız lütfen 0850 911 0 911 numaralı çağrı merkezimiz ile iletişime geçebilirsiniz

Verdiğim kişisel veri ve iletişim bilgilerimin, Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında Aydınlatma Metninde belirtilen amaç ve bağlı amaçlar dahilinde işlenmesine ve aktarılmasına muvafakatettiğimi beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından her türlü bilgilendirme, etkinlik, duyuru, anket, tanıtım, açılış, davet vb. hatırlatmaları ile diğer sair iletişim çalışmaları kapsamında tarafıma ticari elektronik ileti (arama, SMS, e-posta vb.) gönderilmesini kabul ediyorum.

Lütfen Üstteki Kutucuğu işaretleyiniz!

Hastanemizde kaydınız var ise direkt randevu alabilmek için tıklayınız